TÜİK’in Enflasyon İtirafı Çok Geç, Faturası İse Oldukça Ağır!

TÜİK bu sefer topu taca değil, resmen kendi kalesine attı!

Yıllardır “Bizim verilerimiz bilimsel, objektif, bağımsız” diye kasıla kasıla anlatan bu kurum, Eylül ayında “hesaplama yöntemini güncelledik” deyip aslında yıllardır neyi yanlış ölçtüğünü kendi ağzından kaçırıverdi.

Hani o klasik bir cümle vardır ya, “yanlış anlaşılmak istemem ama…” diye başlar, sonrasında da doğruları bir bir dökülür ya; işte tam da öyle bir tablo!

Yahu kardeşim, “hesaplama yöntemini güncelledik” ne demek?

Bu, “bugüne kadar biraz eksik hesaplamışız, ama şimdi toparladık” demenin devlet dairesi versiyonu değil mi?

Şimdiye kadar “yüzde 60” dediğin şeye halk “yüzde 120” diyordu; demek ki milletin terazisi bozuk değilmiş, sensin kantarı hafif tutan!

Bu son açıklamayla birlikte, ilk kez TÜİK’in rakamları ENAG ve İTO verilerine yaklaşınca milletin gözleri faltaşı gibi açıldı.

“Hah!” dedi herkes, “Demek ki bugüne kadar enflasyon değil, ‘enflasyonumsu bir şey’ açıklanıyormuş.”

Zaten vatandaşın cebi yıllardır TÜİK tablosundan bağımsız yaşıyor!

Marketteki etiketler, pazardaki domates, kasaptaki kıyma, bakkaldaki ekmek…

Hepsi başka bir evrende! TÜİK’in Excel tablosu başka, halkın cüzdanı başka bir realitede.

Şimdi profesörler diyor ki; “Bu yeni sistem, tüketim harcamalarındaki artışı daha iyi ölçüyor.”

E güzel de hocam, peki bugüne kadar ölçmeyen kimdi?

 UFO gözlemi mi yapıyordunuz, enflasyon değil de atmosfer basıncını mı takip ettiniz?

Hadi diyelim yöntem değişti; bari çıkıp açık açık deyin ki; “Evet arkadaşlar, geçmişte biraz abartmışız, biraz eksik göstermişiz. Kusura bakmayın, maaşlarınız da biraz az artmış olabilir.”

Ama yok, bizde özür değil “güncelleme” olur.

Yani halkın cebinden üç maaş eksilmiş, ama TÜİK’in dilinde bu sadece bir “metodolojik revizyon”!

Bak, Prof. Dr. Ercan Uygur da demiş zaten; “TÜİK’in yaptığı düzeltme, geçmiş hataları tamamen ortadan kaldırmadı ama farkında olduklarını gösteriyor” diye.

Hocam, bu tam şey gibi olmuş: “Seni aldatmadım ama flörtleştim.”

E madem farkındasın hatanın, o zaman niye hâlâ eski dönemleri düzeltmiyorsun?

Emeklinin cebinden eksilen zam mı geri gelecek şimdi?

Memur, pazara girdiğinde TÜİK’in yeni hesaplama yöntemini mi yiyecek?

Yıllardır “enflasyon tuzağı” diye bağıran vatandaşın sesi nihayet duyulmaya başladı ama geç gelen itirafın faturası ağır.

Çünkü o “düşük görünen” enflasyon rakamları yüzünden maaşlar, emekli ikramiyeleri, asgari ücretler hep eksik arttı.

Şimdi dönüp diyorsun ki “Biz aslında daha iyi ölçüyorduk, sadece yöntem hatalıymış.”

Bravo!

Yani bakkal yanlış tartıyor ama terazisi modern, öyle mi?

TÜİK’in bu açıklamasından sonra sosyal medyada millet zaten coştu.

“Yeni TÜİK mi geldi, eski TÜİK emekli mi oldu?” diye soranlar, “TÜİK enflasyonu güncelledi, bakalım kira fiyatlarını da düşürebilecek mi?” diye dalga geçenler…

Birisi de yazmış ki; “Bu kadar yıl düşük gösterdikleri enflasyonun farkını milletin cebine taksitle ödesinler.”

Vallahi güzel fikir.

TÜİK PayPal kursun, hepimize birer “enflasyon tazminatı” yollasın.

Zaten vatandaş için TÜİK, uzun süredir bir rakam değil, bir temsildi.

Hani nasıl ki bazı insanlar “şans” der, bazıları “kader”, biz artık “geçinememeye” TÜİK diyoruz.

Maaşlar eriyince “TÜİK bastı geçti” diyor millet.

Şimdi yeni sistemle beraber biraz dürüstleşmiş olabilirler ama halkın güvenini geri kazanmak öyle kolay değil.

Çünkü güven bir kere kırıldı mı, istatistikle değil, adaletle onarılır.

Sonuç mu?

TÜİK bu ay enflasyon rakamlarını “yeniden kalibre etti” diyerek bir nevi “evdeki teraziyi ayarladık” dedi.

Ama halk ta diyor ki; “Bizim terazimiz zaten doğruydu kardeşim, siz tartıyı değil, niyeti değiştirin!”

Velhasıl siz en iyisi “Enflasyonu değil, halkın alım gücünü ölçün! Çünkü aç karın, Excel tablosuna değil, dolu tencereye bakar.”

Saygılarımla…